



| ve izâ | : ve olduğu zaman |
| kîle | : denildi |
| lehum | : onlara |
| teâlev | : geliniz |
| yestagfir | : mağfiret dilesin |
| lekum | : sizin için |
| resûlu allâhi | : Allah'ın resûlü |
| levvev | : alay ederek iki yana salladılar |
| ruûse-hum | : onların başları, başlarını |
| ve raeyte-hum | : ve sen onları gördün |
| yasuddûne | : vazgeçiyorlar, yüz çeviriyorlar, kaçınıyorlar |
| ve hum | : ve onlar |
| mustekbirûne | : kibirlenenler, büyüklük taslayanlar |

