



| zâlike | : işte bu |
| bi | : sebebiyle |
| enne-hu | : onların ..... olmaları |
| kânet | : oldu |
| te'tî-him | : onlara getirdi |
| rusulu-hum | : onların resûlleri |
| bi el beyyinâti | : açık delilleri |
| fe kâlû | : o zaman dediler |
| e beşerun | : bir beşer mi |
| yehdûne-nâ | : bizi hidayete erdirecek |
| fe keferû | : böylece inkâr ettiler |
| ve tevellev | : ve yüz çevirdiler |
| vestagnâ | : ve müstağni olduğunu gösterdi |
| allâhu | : Allah |
| ve allâhu | : ve Allah |
| ganiyyun | : ganidir, zengindir, hiçbir şeye ihtiyacı yoktur |
| hamîdun | : kendisine çok hamdedilen |

