



| yevme | : gün |
| yecmeu-kum | : sizi toplayacak |
| li yevmi | : gün için |
| el cem'i | : toplanma |
| zâlike | : işte bu (o) |
| yevmu | : gün |
| et tegâbuni | : aldanma, karşılıklı aldanış ve aldatma, dünyada aldananların ortaya çıkması |
| ve men | : ve kim |
| yu'min | : îmân eder |
| bi allâhi | : Allah'a |
| ve ya'mel sâlihan | : ve salih amel işler, nefs tezkiyesi yapar |
| yukeffir | : örter |
| an-hu | : ondan |
| seyyiâti-hî | : onun günahları |
| ve yudhil-hu | : ve onu dahil eder, sokar, koyar |
| cennâtin | : cennetler |
| tecrî | : akar |
| min tahti-hâ | : onun altından |
| el enhâru | : nehirler |
| hâlidîne | : devamlı kalacak olanlar |
| fî-hâ | : orada |
| ebeden | : ebedî, ebediyyen |
| zâlike | : işte bu |
| el fevzu | : fevz, kurtuluş |
| el azîmu | : büyük |

