



| allâhu | : Allah |
| ellezî | : o ki |
| halaka | : yarattı |
| seb'a | : yedi |
| semâvâtin | : semalar, gökler, gök katları |
| ve min el ardı | : ve arzdan, yerden |
| misle-hunne | : onların misli kadar |
| yetenezzelu | : durmadan iner |
| el emru | : emir, iş |
| beyne-hunne | : onların arasında |
| li ta'lemû | : sizin bilmeniz için |
| enne | : olduğu |
| allâhe | : Allah |
| alâ kulli şey'in | : herşeye |
| kadîrun | : kaadir olan, gücü yeten |
| ve enne | : ve olduğu |
| allâhe | : Allah |
| kad | : olmuştu |
| ehâta | : ihata eti, kuşattı |
| bi kulli şey'in | : herşeyi |
| ilmen | : ilim olarak, ilim ile |

