



| hâşiaten | : korkudan ürpermiş halde |
| ebsâru-hum | : onların bakışları, gözleri |
| terheku-hum | : onları kaplar, bürür |
| zilletun | : zillet |
| ve kad | : ve olmuştu |
| kânû | : oldular, idiler |
| yud'avne | : davet edilirler |
| ilâ es sucûdi | : secdelere, secde etmeye |
| ve hum | : ve onlar |
| sâlimûne | : salim, sağlam, selâmette |

