



| kâlû | : dediler |
| e ci'te-nâ | : bize mi geldin |
| li na'bude allâhe | : Allah'a kul olmamız için |
| vahde-hu | : onun tek oluşu, tekliği, tek bir Allah |
| ve nezere | : ve bırakalım, terkedelim |
| mâ kâne | : geçmişte olan, olmuş olan |
| ya'budu | : kul oluyorlar, tapıyorlar |
| âbâu-nâ | : atalarımız, babalarımız |
| fe'ti-nâ | : haydi, artık bize getir |
| bi-mâ | : şeyi |
| te'idu-nâ | : bize vaadettiğin |
| in | : eğer, şayet, ... ise |
| kunte min es sâdıkîne | : sen sadıklardan, doğru sözlülerden oldun |

