



| ve iza tutlâ | : ve tilâvet edildiği, okunduğu zaman |
| aleyhim | : onlara |
| âyâtu-nâ | : âyetlerimiz |
| kâlû | : dediler |
| kad | : olmuştu |
| semi'nâ | : biz işittik |
| lev | : eğer, olsa |
| neşâu | : dileriz |
| le kul-nâ | : elbette biz söyledik (söylerdik) |
| misle | : benzerini, onun gibi |
| hâzâ | : bu |
| in .. (illâ) | : ancak, sadece |
| hâzâ | : bu |
| in .. (illâ) | : ancak, sadece |
| esâtîru el evvelîne | : evvelkilerin masalı (yazdıkları, satıra döktükleri asılsız şeyler) |

