



| yucadilûne-ke | : seninle mücâdele ediyorlar, tartışıyorlar |
| fî el hakkı | : hak konusunda |
| ba'de mâ | : o şeyden sonra, sonra |
| tebeyyene | : açığa çıktı, zahir oldu, belli oldu |
| ke ennemâ | : sanki, tıpkı, gibi |
| yusâkûne | : sürükleniyorlar |
| ilâ el mevti | : ölüme |
| ve hum | : ve onlar |
| yanzurûne | : bakıyorlar (göz göre göre) |

