



| keyfe | : nasıl |
| yekûnu | : olur |
| li el muşrikîne | : müşrikler için |
| ahdun | : ahd |
| inde allâhi | : Allah'ın yanında |
| ve inde resûli-hi | : ve onun resûlünün yanında |
| illâllezîne (illâ ellezîne) | : o kimseler hariç, müstesna |
| âhedtum | : ahdleştiğiniz, ahd aldığınız |
| inde el mescidi el harâmi | : Mescid-i Haram yanında |
| fe mâstekâmû (fe mâ estekâmû) | : artık o şeyi (verdikleri ahdlerini) ikâme ederler (ahdlerini tutarlar) |
| lekum | : size, sizin için |
| festekîmû (fe ıstekîmû) | : o taktirde siz de ikâme edin (ahdinizi yerine getirin) |
| lehum | : onlara, onlar için |
| inne allâhe | : muhakkak ki Allah |
| yuhıbbu | : sever |
| el muttekîne | : takva sahiplerini |

