



| fe in | : artık, o zaman, o taktirde, bundan sonra eğer |
| recea-ke allâhu | : Allah seni döndürdü |
| ilâ tâifetin | : bir topluluğa |
| min-hum | : onlardan |
| fe iste'zenû-ke | : artık, o taktirde, bundan sonra, o zaman senden izin isterler |
| li el hurûci | : (cihada) çıkmak için |
| fe kul | : artık, bundan sonra, o zaman, o taktirde de ki |
| len tahrucû | : asla çıkamazsınız |
| maiye | : benimle beraber |
| ebeden | : ebediyyen |
| ve len tukâtilû | : ve asla savaşamazsınız |
| maiye | : benimle beraber |
| aduvven | : düşman |
| inne-kum | : muhakkak ki siz, çünkü siz |
| radîtum | : siz razı oldunuz |
| bi el kuûdi | : oturmaya (cihaddan geri kalmaya) |
| evvele | : ilk |
| merratin | : defa |
| fak'udû | : o zaman, o taktirde, bundan sonra, artık oturun (cihaddan geri kalın) |
| mea el hâlifîne | : geri kalanlarla beraber |

