



| ve lâ alâ ellezîne | : ve o kimselerin üzerine yoktur |
| izâ mâ etev-ke | : sana geldikleri zaman |
| li tahmile-hum | : onları taşıman, bindirip sevketmen için |
| kulte | : sen dedin |
| lâ ecidu | : bulamıyorum |
| mâ ahmilu-kum | : sizi taşıyacak, sizi bindirecek şey |
| aleyhi | : üzerinde |
| tevellev | : döndüler |
| ve a'yunu-hum | : ve onların gözleri |
| tefîdu | : boşaldı, aktı (göz yaşı) |
| min ed dem'i | : kandan |
| tefîdu min ed dem'i | : kanlı gözyaşı (çok üzüntü ile akan yaşlar) |
| hazenen | : hüzünlenerek |
| ellâ yecidû (en lâ yecidû) | : bulamaması |
| mâ yunfikûne | : infâk edecek şey |

