



| li ellezîne | : o kimseler için (vardır) |
| ahsenû | : ahsen olanlar, daha güzel olanlar |
| el husnâ | : güzellik |
| ve zîyâdetun | : ve onun ziyadesi, daha fazlası |
| ve lâ yerheku | : ve kaplamaz, bürümez |
| vucûhe-hum | : onların yüzleri |
| katerun | : ne bir karartı, korku, keder, sıkıntı |
| ve lâ zilletun | : ve ne de bir zillet, hakirlik, küçük düşme (yoktur) |
| ulâike | : işte onlar |
| ashâbu el cenneti | : cennet halkıdır |
| hum | : onlar |
| fî-hâ | : orada |
| hâlidûne | : devamlı kalanlardır |

