



| zâlike | : işte bu |
| min enbâi | : haberlerden |
| el kurâ | : beldeler, ülkeler |
| nekussu-hu | : onu anlatıyoruz, kıssa ediyoruz |
| aleyke | : sana |
| min-hâ | : ondan |
| kâimun | : ayakta kalan (izleri hâlâ duran) |
| ve hasîdun | : ve hasat edilmiş olan (izleri silinmiş olup izi kalmayan) |

