



| ve kezâlike | : ve onun gibi, böyle, böylece |
| ahzu | : yakalaması, alması |
| rabbi-ke | : senin Rabbin |
| izâ | : olduğu zaman |
| ehaze | : aldı, yakaladı |
| el kurâ | : belde, ülke, ülkeler, ülke halkı |
| ve hiye | : ve o |
| zâlimetun | : zulmetmek, zulüm işlemek, zalimdir |
| inne | : muhakkak, gerçekten |
| ahze-hu | : onun yakalaması, cezası |
| elîmun | : elîm, acı |
| şedîdun | : şiddetli |

