



| ve lemma | : ve olduğu zaman |
| belega | : erişti, ulaştı |
| eşudde-hu | : kemâl, olgun çağına, en kuvvetli çağına |
| âteynâ-hu | : ona verdik |
| hukmen | : hüküm (hakimiyet, hüküm sahibi olma yetkisi, hikmet) |
| ve ilmen | : ve ilim |
| ve kezâlike | : ve işte böyle |
| neczî | : ödüllendiririz, mükâfat veririz, ceza (karşılık) veririz |
| el muhsinîne | : muhsinler |

