



| ve râvedet-hu \n(râvede) | : ve ondan murat almak istedi, onunla olmak istedi \n: (beraber olmak istedi) |
| elletî | : ki o (bayan için) |
| huve | : o |
| fî beytihâ | : onun evinde |
| an nefsi-hî | : onun nefsinden |
| ve gallekat | : ve sımsıkı kapadı |
| el ebvâbe | : kapılar |
| ve kâlet | : ve dedi |
| heyte | : hadi gel |
| leke | : senin için, sana, sen |
| kâle | : dedi |
| maâza allâhi | : Allah'a sığınırım |
| inne-hu | : muhakkak o |
| rabbî | : benim Rabbim, benim efendim, beni besleyip koruyanım |
| ahsene | : en güzel şekilde |
| mesvâye | : benim yerleşme yerim |
| inne-hu | : muhakkak o, çünkü o |
| lâ yuflihu | : felâha, kurtuluşa ermez |
| ez zâlimûne | : zalimler |

