



| yâ sâhıbeyi es sicni | : ey zindan arkadaşlarım |
| emmâ ehadu-kumâ | : ama, fakat, sizin ikinizden biri |
| fe yeskî | : bundan sonra sakilik yapacak (içecek sunacak) |
| rabbe-hu | : rabbine, efendisine |
| hamren | : şarap, üzüm |
| ve emmâ el âharu | : ve (ama) fakat diğeri, diğerine gelince |
| fe yuslebu | : asılacak |
| fe te'kulu et tayru | : sonra, böylece, kuş(lar) yiyecek |
| min re'si-hi | : onun başından |
| kudiye | : olmuştur, bitirilmiştir, kesinleşmiştir (kesinleştirilmiştir) |
| el emru | : emir, iş, hüküm |
| ellezî | : ki o |
| fî-hi | : onun hakkında |
| testeftiyâni | : ikinizin tabirini, fetvasını, açıklamasını istediğiniz |

