



| ve yekûlu | : ve derler, söylerler |
| ellezîne keferû | : inkâr eden kimseler |
| lev lâ | : olmaz mıydı |
| unzile | : indirildi |
| aleyhi | : ona |
| âyetun | : bir âyet, bir mucize |
| min rabbi-hi | : Rabbinden |
| innemâ | : sadece, yalnız |
| ente | : sen |
| munzirun | : uyarıcı, uyaran |
| ve li kulli kavmin | : ve bütün kavim(ler) için (vardır) |
| hâdin | : hidayet eden kimse (hidayetçi) |

