



| ve mâ | : ve şey(ler) |
| zerae | : yoktan varedip, çoğalttı |
| lekum | : siz, sizin için |
| fî el ardı | : yerde |
| muhtelifen | : muhtelif, çeşitli, çeşit çeşit |
| elvânu-hu | : onun renkleri |
| inne | : muhakkak |
| fî zâlike | : bunda vardır |
| le âyeten | : elbette âyet (delil) |
| li kavmin | : kavim için, topluluk için |
| yezzekkerûne | : zikrederler |

