



| ve lillâhi (li allâhi) | : ve Allah'a aittir |
| gaybu es semâvâti | : semaların gaybı (görünmeyen, bilinmeyen ilim) |
| ve el ardı | : ve yeryüzü |
| ve mâ | : ve değildir |
| emru es sâati | : o saatin emri |
| illâ | : ancak, yalnız |
| ke | : gibi, kadar |
| lemhi | : bir an, en kısa zaman aralığı |
| el basari (lemhi el basri) | : göz, bakış (göz kırpması, bir anlık bakış) |
| ev | : veya |
| huve | : o |
| akrebu | : daha yakın, daha çabuk, daha hızlı |
| inne allâhe | : muhakkak Allah |
| alâ kulli şey'in | : herşeye |
| kadîrun | : kaadirdir, gücü yetendir |

