



| ve lâ tettehızû | : ve edinmeyin |
| eymâne-kum | : yeminlerinizi |
| dehalen | : hile, tuzak, aldatma |
| beyne-kum | : siz kendi aranızda |
| fe tezille | : o taktirde, o zaman kayar |
| kademun | : ayak |
| ba'de | : sonra |
| subûti-hâ | : onun subut bulması, sebat etmesi, yere sağlam basması |
| ve tezûku | : ve tadarsınız |
| es sûe | : şerr, kötülük, fenalık |
| bimâ | : den dolayı, sebebiyle |
| saded-tum | : men ettiniz, saptınız, yüz çevirdiniz |
| an sebîlillâhi | : Allah'ın yolundan |
| ve lekum | : ve sizin için, size vardır |
| azâbun | : azap |
| azîmun | : büyük |

