



| ev | : veya |
| tuskıta es semâe \n(sakata) | : semayı düşürürsün \n: (düştü) |
| kemâ | : gibi |
| zeamte | : söylediğin, zanda bulunduğun |
| aleynâ | : üzerimize |
| kisefen | : parça parça |
| ev | : veya |
| te'tiye | : getirirsin |
| billâhi (bi allâhi) | : Allah'ı |
| vel melâiketi | : ve melekleri |
| kabîlen | : açıkça, karşımıza (mukabil) |

