



| em | : yoksa, veya |
| tekûlûne | : diyorsunuz, söylüyorsunuz |
| inne | : muhakkak |
| ibrâhîme | : İbrâhîm |
| ve ismâîle | : ve İsmail |
| ve ishâka | : ve İshak |
| ve ya'kûbe ve esbâta | : ve Yâkub ve torunları |
| kânû | : oldular, idiler |
| hûden | : yahudi |
| ev nasârâ | : veya hristiyan |
| kul | : de, söyle |
| e entum | : siz mi |
| a'lemu | : daha iyi bilir |
| em(i) | : yoksa, veya |
| allâhu | : Allah |
| ve men azlemu | : ve kim daha zalim |
| mimmen (min men) | : o kimseden |
| keteme | : ketmetti, gizledi, sakladı |
| şehâdeten | : şahitlik |
| inde-hu | : onun yanında, katında |
| min allâhi | : Allah'tan |
| ve mâ allâhu | : ve Allah değildir |
| bi gâfilin | : gâfil, farkında olmayan |
| ammâ (an mâ) | : şey(ler)den |
| ta'melûne | : siz yapıyorsunuz |

