



| ve ellezîne | : ve o kimseler, onlar |
| yuteveffevne | : vefat ettirilirler, ölürler |
| min-kum | : sizden |
| ve yezerûne | : ve geriye bırakırlar |
| ezvâcen | : eşler |
| yeterabbasne | : dururlar, beklerler |
| bi enfusi-hinne | : kendi kendileri ile, kendi kendilerine |
| erbeate | : dört |
| eşhurin | : aylar |
| ve aşran | : ve on (gün) |
| fe | : böylece, artık |
| izâ belagne | : eriştiği zaman, tamamladığı zaman |
| ecele-hunne | : onların eceli, bekleme süresi |
| fe | : o zaman, böylece, artık |
| lâ cunâhe | : günah yoktur |
| aleykum | : sizin üzerinize, size |
| fî mâ | : şey(ler)de |
| fealne | : yaptılar |
| fî enfusi-hinne | : onların kendileri hakkında |
| bi el ma'rûfi | : marufla, örf ve adete uygun olarak |
| ve allâhu | : ve Allah |
| bi mâ | : şeyleri |
| ta'melûne | : yapıyorsunuz |
| habîrun | : (çok iyi) haberdar olan |

