



| ve lâ cunâhe | : ve günah yoktur |
| aleykum | : sizin üzerinize, size |
| fîmâ | : hakkında |
| arradtum | : ima ettiniz |
| bi-hi | : onu |
| min | : den |
| hitbeti | : evlenme teklif etmek |
| en nisâi | : kadın(lar) |
| ev | : veya |
| eknentum | : örttünüz, gizlediniz |
| fî | : içinde, ... de |
| enfusi-kum | : sizin nefsleriniz, kendiniz |
| alime | : bildi |
| allâhu | : Allah |
| enne-kum | : sizin ..... olduğunuzu |
| se tezkurûne-hunne | : onları zikredeceğinizi, hatırlayacağınızı |
| ve lâkin | : ve lâkin, fakat |
| lâ tuvâıdû-hunne | : onlarla vaadleşmeyin, sözleşmeyin |
| sirran | : sır olarak, gizlice |
| illâ | : ancak, den başka, hariç |
| en tekûlû | : söylemeniz |
| kavlen | : bir söz |
| ma'rûfen | : marufla, örf ve adete uygun olarak |
| ve lâ ta'zimû | : ve azmetmeyin |
| ukdeten | : akid, anlaşma |
| en nikâhı | : nikâh |
| hattâ | : oluncaya kadar |
| yebluga | : ulaşır, tamamlanır |
| el kitâbu | : kitap (kitapta yazılı olan) |
| ecele-hu | : onun eceli, onun süresi |
| va'lemû | : ve biliniz |
| enne allâhe | : Allah'ın ..... olduğunu |
| ya'lemu | : bilir |
| mâ | : şeyi |
| fî | : içinde, ... de |
| enfusi-kum | : sizin nefsleriniz, kendiniz |
| fe | : artık |
| ahzerû-hu | : ondan sakının |
| va'lemû | : ve biliniz |
| enne allâhe | : Allah'ın ..... olduğunu |
| gafûrun | : gafûr, mağfiret eden |
| halîmun | : halim, yumuşak, sakin, ceza vermekte acele etmeyen |

