



| ve lemmâ berazû | : ve karşısına çıktıkları zaman |
| li câlûte | : Calut'a (Calut'un karşısına) |
| ve cunûdi-hi | : ve onun askerleri |
| kâlû | : dediler |
| rabbe-nâ | : Rabbimiz |
| efrig | : boşalt, yağdır, indir (ver) |
| aleynâ | : üzerimize, bize |
| sabren | : sabır |
| ve sebbit | : ve sabit kıl |
| ekdâme-nâ | : ayaklarımızı |
| ve unsur-nâ | : ve bize yardım et |
| alâ el kavmi | : kavmine karşı |
| el kâfirîne | : kâfirler |

