



| ellezîne | : onlar |
| yunfikûne | : infâk ederler, verirler |
| emvâle-hum | : kendi mallarını |
| fî sebîlillâhi (sebîli allâhi) | : Allah'ın yolunda |
| summe | : sonra |
| lâ yutbiûne | : tâbî kılmazlar, arkasından (minnet, başa |
| mâ enfekû | : infâk ettikleri şey, verdikleri şey |
| mennen | : minnet etirerek |
| ve lâ ezen | : ve eza etmeyerek |
| lehum | : onlara |
| ecru-hum | : onların mükâfatları |
| inde | : yanında, katında |
| rabbi-him | : onların Rab'leri |
| ve lâ havfun | : ve korku yoktur |
| aleyhim | : onlara |
| ve lâ hum yahzenûne | : ve onlar mahzun olmazlar |

