



| fe | : o zaman, fakat |
| ezelle-humâ | : onları (o ikisini) kaydırdı (ayağını |
| eş şeytânu | : şeytan |
| an-hâ | : ondan, oradan |
| fe | : artık, böylece |
| ahrece-humâ | : onları (ikisini) çıkardı |
| mimmâ (min mâ) | : şeyden |
| kânâ | : ikisi oldular |
| fî-hi | : içinde |
| ve | : ve |
| kulnâ | : biz dedik |
| ihbitû | : (ikiniz) inin |
| ba'du-kum | : sizin bazınız |
| li | : ... e, için |
| ba'din | : bazınız |
| aduvvun | : düşman |
| ve lekum | : ve sizin için |
| fî | : içinde, de |
| el ardı | : arz, yeryüzü |
| mustekarrun | : kararlaştırılmışolan, karar kılma, |
| ve metâun | : ve meta, geçinme, maişetini temin etme, |
| ilâ | : ... e kadar |
| hînin | : belli bir zaman |

