



| ve iz | : ve olmuştu, olduğu zaman |
| ehaznâ | : almıştık |
| mîsâka-kum | : sizin misakleriniz, yeminleriniz |
| ve refa'-nâ | : ve biz yükselttik, kaldırdık |
| fevka-kum | : sizin üstünüze |
| et tûra | : Tur |
| huzû | : alın, sarılın, kendinize maledin |
| mâ ateynâ-kum | : size verdiğimiz şeyler |
| bi kuvvetin | : kuvvetle |
| ve uzkurû | : ve hatırlayın |
| mâ | : şey(ler) |
| fî-hi | : onun içinde |
| lealle-kum | : umulur ki siz, böylece siz |
| tettekûne | : takva sahibi olursunuz |

