



| ve kâlû | : ve dediler |
| len temesse-nâ | : bize dokunmaz |
| en nâru | : ateş |
| illâ | : ancak, sadece, den başka |
| eyyâmen | : günler |
| ma'dûdete | : ma'dûd, adetli, sayılı |
| kul | : de, söyle |
| ettehaztum (e ittehaztum) | : siz edindiniz mi |
| inde allâhi | : Allah'ın katı |
| ahden | : bir ahd, kesin söz |
| fe | : o zaman |
| len yuhlife | : asla değiştirilmez |
| allâhu | : Allah |
| ahde-hû | : onun ahdi, ahdini |
| em | : veya, yoksa |
| tekûlûne | : söylüyorsunuz |
| alâllâhi (alâ allâhi) | : Allah'a |
| mâ lâ ta'lemûne | : bilmediğiniz bir şey |

