



| ve lemmâ | : ve olduğu zaman |
| câe-hum | : onlara geldi |
| kitâbun | : bir kitap |
| min indillâhi (inde allâhi) | : Allah'ın katından |
| musaddikun | : tasdik edici, tasdik eden |
| limâ | : şeyi |
| mea-hum | : onların yanında |
| ve kânû | : ve oldular, idiler |
| min kablu | : önceden |
| yesteftihûne | : fetih ve zafer isterler |
| alellezîne (alâ ellezîne) | : onlara karşı |
| keferû | : kâfirler |
| fe | : sonra da, buna rağmen |
| lemmâ | : olduğu zaman |
| câe-hum | : onlara geldi |
| mâ arafû | : bildikleri şey |
| keferû | : inkâr ettiler |
| bi-hi | : onunla |
| fe | : böylece, bu sebeple, bu yüzden |
| la'netullâhi (la'netu allâhi) | : Allah'ın lâneti |
| alâ | : üzerine |
| el kâfirîne | : kâfirler |

