



| fasbir (fe ısbir) | : artık sabret |
| alâ | : üzerine, ...e |
| mâ yekûlûne | : onların söyledikleri şey(ler) |
| ve sebbih | : ve tesbih et |
| bi hamdi | : hamd ile |
| rabbi-ke | : senin Rabbin |
| kable | : önce |
| tulûı eş şemsi | : güneşin tulû edişi, doğuşu |
| ve kable | : ve önce |
| gurûbi-hâ | : onun gurub edişi, batışı |
| ve min ânâi | : ve vakitlerden, saatlerden |
| el leyli | : gece |
| fe | : artık, böylece |
| sebbih | : tesbih et |
| ve etrâfen nehâri | : ve gündüz zamanı, gün boyunca, günün etrafında |
| lealleke | : umulur ki, böylece |
| terdâ | : rızaya ulaşırsın |

