



| kâlû | : dediler |
| len nebreha \n(beriha) | : asla biz ayrılmayacağız, vazgeçmeyeceğiz \n: (bırakıp gitti, ayrıldı) |
| aleyhi | : ona |
| âkifîne \n(akefe) | : kendini vakfeden, tüm vaktini veren, bağlanan \n: (kendini vakfetti, tüm vaktini verdi, bağlandı) |
| hattâ | : oluncaya kadar |
| yercia | : döner, dönecek |
| ileynâ | : bize |
| mûsâ | : Musa |

