



| zâlike | : işte böyle |
| ve men yuazzım | : ve kim hürmet ederse, yüceltirse |
| hurumâti allâhi | : Allah'ın haramları |
| fe | : böylece, artık |
| huve | : o |
| hayrun | : hayırlıdır |
| lehu | : onun için |
| inde rabbi-hi | : Rabbinin katında |
| ve uhıllet | : ve helâl kılındı |
| lekum | : sizin için, size |
| el en'âmu | : büyükbaş hayvanlar |
| illâ | : ancak, den başka, hariç |
| mâ yutlâ | : okunan şeyler |
| aleykum | : size |
| fe ictenibû | : artık, bundan sonra içtinap edin, kaçının |
| er ricse | : pis (olan) |
| min el evsâni | : putlardan |
| ve ictenibû | : ve içtinap edin, kaçının |
| kavle | : söz |
| ez zûri | : yalan |

