



| ve li ya'leme | : ve bilmeleri için |
| ellezîne | : o kimseler, onlar |
| ûtu el ılme | : ilim verildi |
| ennehu | : onun olduğu |
| el hakku | : hak |
| min rabbi-ke | : senin Rabbinden |
| fe yu'minû | : böylece îmân ederler |
| bihî | : ona |
| fe tuhbite \n(ahbete) | : böylece ihbat eder, mutmain olur \n: (huşû duydu, mutmain oldu) |
| lehu | : ona |
| kulûbu-hum | : onların kalpleri |
| ve innallâhe (inne allâhe) | : ve muhakkak Allah |
| le | : elbette, mutlaka |
| hâdi | : hidayete erdiren |
| ellezîne âmenû | : âmenû olanlar, Allah'a ulaşmayı dileyenler |
| ilâ sırâtın mustakîmin | : Sıratı Mustakîm'e (Allah'a ulaştıran yola) |

