



| iz | : olduğu zaman |
| kâle | : dedi |
| mûsâ | : Musa |
| li ehlihî | : ehline, ailesine |
| innî | : muhakkak ben, gerçekten ben |
| ânestu | : farkettim (gördüm) |
| nâren | : bir ateş |
| se âtî-kum | : size getireceğim |
| min-hâ | : ondan |
| bi haberin | : bir haberi |
| ev | : veya |
| âtî-kum | : size getireceğim |
| bi şihâbin | : kor halinde |
| kabesin | : ateş |
| lealle-kum | : böylece siz |
| tastalûne | : ısınırsınız |


