



| fe | : artık |
| redednâ-hu | : onu geri verdik, iade ettik |
| ilâ ummi-hi | : onun annesine |
| key | : için |
| tekarra aynu-hâ | : onun gözü aydın olsun |
| ve lâ tahzene | : ve üzülmesin, mahzun olmasın |
| ve li ta'leme | : ve bilmesi için |
| enne | : olduğunu |
| va'dallâhi (va'de allâhi) | : Allah'ın vaadi |
| hakkun | : haktır |
| ve lâkinne | : ve lâkin, fakat |
| eksere-hum | : onların çoğu |
| lâ ya'lemûne | : bilmezler |

