



| ve numekkine | : ve biz yerleştirelim, kuvvetli kılalım |
| lehum | : onları |
| fî el ardı | : yeryüzünde |
| ve nuriye | : ve gösterelim |
| fir'avne | : firavun |
| ve hâmâne | : ve Haman (firavunun veziri) |
| ve cunûde-humâ | : ve ikisinin ordusu |
| min-hum | : onlardan |
| mâ kânû | : oldukları şeyi |
| yahzerûne | : hazar ediyorlar, çekiniyorlar |

