



| kul | : de |
| e reeytum | : gördünüz mü |
| in | : eğer |
| cealallâhu (ceale allâhu) | : Allah kıldı, yaptı |
| aleykum | : sizin üzerinize |
| en nehâre | : gündüz |
| sermeden | : sürekli, uzun süre, sonsuz |
| ilâ yevmi el kıyâmeti | : kıyâmet gününe kadar |
| men | : kim |
| ilâhun | : ilâh |
| gayrullâhi (gayru allâhi) | : Allah'tan başka |
| ye'tî-kum bi | : size getirir, getirecek |
| leylin | : gece |
| teskunûne | : sükûn bulursunuz, dinlenirsiniz |
| fî-hi | : onun içinde, onda |
| e | : mi |
| fe lâ tubsırûne | : hâlâ görmüyorsunuz, görmeyeceksiniz |

