



| vellezîne | : ve onlar |
| izâ fealû | : yaptıkları zaman |
| fâhişeten | : kötülük |
| ev zalemû | : veya zulmettiler |
| enfuse-hum | : nefslerine, kendilerine |
| zekerû allâhe | : Allah'ı zikrettiler |
| fe estagferû | : o zaman, hemen istiğfar ettiler, mağfiret dilediler |
| li zunûbi-him | : kendi günahları için |
| ve men | : ve kim |
| yagfiru ez zunûbe | : mağfiret eder, bağışlar (günahları sevaba çevirir) |
| illâ allâhu | : Allah'tan başka |
| ve lem yusırrû | : ve ısrar etmezler |
| alâ mâ fealû | : yaptıkları şeyler üzerinde |
| ve hum | : ve onlar |
| ya'lemûne | : biliyorlar, bilirler |

