



| ve min âyâti-hi | : ve onun âyetlerinden |
| en halaka | : yaratması |
| lekum | : sizin için |
| min enfusi-kum | : sizin nefslerinizden |
| ezvâcen | : eşler, zevceler |
| li teskunû | : sükûn bulmanız için |
| ileyhâ | : ona |
| ve ceale | : ve kıldı |
| beyne-kum | : sizin aranızda |
| meveddeten | : sevgi, muhabbet |
| ve rahmeten | : ve rahmet |
| inne | : muhakkak ki |
| fî zâlike | : işte bunda vardır |
| le | : elbette, gerçekten, mutlaka |
| âyâtin | : âyetler, mucizeler, deliller |
| li kavmin | : bir kavim için |
| yetefekkerûne | : tefekkür eden |

