



| yâ eyyuhâ | : ey |
| en nâsu | : insanlar |
| ittekû | : sakının, takva sahibi olun |
| rabbe-kum | : sizin Rabbiniz |
| vahşev | : ve korkun |
| yevmen | : gün |
| lâ yeczî | : karşılık vermez |
| vâlidun | : baba |
| an veledi-hi | : onun çocuğundan |
| ve lâ mevlûdun | : ve çocuk değildir |
| huve | : o |
| câzin | : karşılığını veren |
| an vâlidi-hi | : onun babasından |
| şey'en | : bir şey |
| inne | : muhakkak ki |
| va'dallâhi (va'de allâhi) | : Allah'ın vaadi |
| hakkun | : hak |
| fe | : öyleyse |
| lâ tegurrenne-kum | : sakın sizi aldatmasın |
| el hayâtu ed dunyâ | : dünya hayatı |
| ve lâ yagurrenne-kum | : ve sakın sizi aldatmasın |
| billâhi (bi allâhi) | : Allah'a karşı |
| el garûru | : gurur, tagut |

