



| yûsîkum(u) | : size vasiyet eder, farz kılar |
| allâhu | : Allah |
| fî evlâdi-kum | : (sizin evlâdınız) evlâtlarınız hakkında |
| li ez zekeri | : erkek için |
| mislu | : misli, kadar, katı |
| hazzı | : pay |
| el unseyeyni | : iki kız |
| fe in | : fakat, eğer, ... ise |
| kunne | : onlar (kadınlar) ... oldu |
| nisâen | : kadın |
| fevka | : üstünde, fazla |
| isneteyni | : iki |
| fe lehunne | : o zaman onlarındır (kadınlarındır) |
| sulusâ | : üçte iki |
| mâ terake | : bırakılan şey, mal, miras |
| ve in kânet | : ve eğer, ... oldu ise, ... ise (varsa) |
| vâhideten | : bir, tek |
| fe lehâ | : o zaman onundur (kadınındır) |
| en nısfu | : yarım, yarısı |
| ve li | : ve .... için |
| ebevey-hi | : onun ebeveyni, anne ve babası |
| li kulli vâhidin | : her biri için |
| min humâ | : ikisinden |
| es sudusu | : altıda bir |
| mimmâ (min mâ) | : şeyden |
| terake | : terk etti, bıraktı |
| in kâne | : ve eğer, ... oldu ise, ... ise (varsa) |
| lehu | : onun |
| veledun | : çocuk, oğul |
| fe in | : fakat, eğer ... ise |
| lem yekun | : olmamış, olmaz (yoksa) |
| lehu | : onun |
| veledun | : çocuk, oğul |
| ve varise-hû | : ve onun vârisi |
| ebevâ-hu | : onun ebeveyni, ana babası |
| fe li ummi-hi | : o taktirde o zaman onun annesi içindir, annesinindir |
| es sulusu | : üçte biri |
| fe | : fakat |
| in kâne | : ve eğer, ... oldu ise, ... ise (varsa) |
| lehu | : onun |
| ıhvetun | : kardeşler |
| fe li ummi-hi | : o zaman onun annesi içindir, annesinindir |
| es sudusu | : altıda bir |
| min ba'di | : sonradan, sonra |
| vasiyyetin | : vasiyet |
| yûsi | : vasiyet yerine getirilir |
| bi-hâ | : onunla |
| ev | : veya (ve de) |
| deynin | : borç |
| âbâu-kum | : babalarınız |
| ve ebnâu-kum | : ve oğullarınız |
| lâ tedrûne | : idrak edemezsiniz, bilmezsiniz, bilemezsiniz |
| eyyu-hum | : onların hangisi |
| akrabu | : daha yakın |
| lekum | : iszin için, size |
| nef'en | : faydalı |
| ferîdaten | : farz olarak, farz |
| minallâhi (min allâhi) | : Allah'tan, Allah tarafından |
| innallâhe (inne allâhe) | : muhakkak ki Allah |
| kâne | : oldu, ...dır |
| alîmen | : alim, en iyi bilen |
| hakîmen | : hakim, hüküm ve hikmet sahibi |

