



| yâ eyyuhâ | : ey |
| en nâsu | : insanlar |
| kad | : olmuştur |
| câe-kum | : size geldi |
| er resûlu | : resûl |
| bi el hakkı | : hak ile |
| min rabbi-kum | : Rabbiniz'den |
| fe | : öyle ise, o taktirde |
| âminû | : amenu olun, îmân edin, ölmeden önce ruhunuzu Allah'a ulaştırmayı dileyin |
| hayran | : hayırlı |
| lekum | : sizin için |
| ve in | : ve eğer, şayet |
| tekfurû | : inkâr edersiniz |
| fe | : öyleyse, o taktirde, ... olsa bile |
| inne | : muhakkak |
| li allâhi | : Allah için, Allah'ın |
| mâ | : şey, şeyler |
| fî es semâvâti | : semâlarda, göklerde |
| ve el ardı | : ve arz, yeryüzü, yer |
| ve kâne | : ve oldu, idi, ...dır |
| allâhu | : Allah |
| alîmen | : alîm, en iyi bilen |
| hakîmen | : hakîm, hüküm ve hikmet sahibi |

