



| ve in hıftum | : ve eğer korkarsanız |
| ellâ | : ... olmama, ... olamama |
| tuksitû | : adaletle davranmanız |
| fî | : hakkında, konusunda |
| el yetâmâ | : yetimler |
| fe inkihû | : o zaman, o taktirde nikâh edin |
| mâ tâbe | : helâl olanı, hoşunuza gideni |
| lekum | : sizin |
| min | : ...den, ...dan |
| en nisâi | : kadınlar |
| mesnâ | : ikişer |
| ve sulâse | : üçer |
| ve rubâa | : dörder |
| fe | : fakat, artık, öyleyse, o taktirde |
| in hıftum | : korkarsanız |
| ellâ | : ... olmama, ... olamama |
| ta'dilû | : adaletle davranırsınız |
| fe | : fakat, artık, öyleyse, o taktirde |
| vâhideten | : bir adet, bir (kişi) |
| ev | : veya |
| mâ meleket | : sahip olduğu şey |
| eymânu-kum | : (sizin) elinizin altındaki |
| zâlike | : işte bu, bu |
| ednâ | : çok yakın, daha yakın, daha uygun |
| ellâ | : ... olmama, ... olamama |
| teûlû | : zulmetmeniz, haksızlık etmeniz, adaletten ayrılmanız |

