



| ve mâ | : ve olmaz, olamaz |
| kâne | : oldu, ...idi, ...dır |
| li | : için |
| mu'minin | : bir mü'min |
| en yaktule | : öldürmesi |
| mu'minen | : bir mü'min |
| illâ | : hariç |
| hataen | : hata ile, yanlışlıkla, kasıtsız |
| ve men | : ve kim |
| katele | : öldürdü |
| mu'minen | : bir mü'min |
| hataen | : hata ile, yanlışlıkla, kasıtsız |
| fe | : o zaman, o takdirde |
| tahrîru | : hürriyet verin, hür bırakın, azad edin |
| rakabetin | : bir köle |
| mu'minetin | : mü'min |
| ve diyetun | : ve diyet, bedel |
| musellemetun | : teslim edilmiş olan, teslim edilen |
| ilâ | : ...'a |
| ehli-hî | : onun ailesi |
| illâ | : hariç, istisna |
| en yassaddakû | : sadaka olarak bağışlama |
| fe | : fakat |
| in kâne | : eğer ... oldu ise |
| min kavmin | : bir kavimden |
| aduvvin | : düşman |
| lekum | : size |
| ve huve | : ve o |
| mu'minun | : mü'min |
| fe | : o zaman, o taktirde |
| tahrîru | : hürriyet verin, hür bırakın, azad edin |
| rakabetin | : bir köle |
| mu'minetin | : mü'min |
| ve in | : ve eğer, ise |
| kâne | : oldu, ... idi, ...dır |
| min kavmin | : bir kavimden |
| beyne-kum | : sizin aranızda |
| ve beyne-hum | : ve onların arasında |
| mîsâkun | : misak, kesin söz, andlaşma |
| fe | : o zaman, o taktirde |
| diyetun | : diyet, bedel |
| musellemetun | : teslim edilmiş olan, teslim edilen |
| ilâ | : ...'a |
| ehli-hî | : onun ailesi |
| ve tahrîru | : ve hürriyet verin, hür bırakın, azad edin |
| rakabetin | : bir köle |
| mu'minetin | : mü'min |
| fe men | : fakat kim |
| lem yecid | : bulamadı |
| fe | : o taktirde |
| sıyâmu | : oruç tutsun |
| şehreyni | : iki ay |
| mutetâbiayni | : birbirini takip eden, ardarda, devamlı olarak |
| tevbeten | : tövbe olarak |
| min allâhi | : Allah'tan |
| ve kâne | : ve oldu, idi, ...dır |
| allâhu | : Allah |
| alîmen | : en iyi bilen |
| hakîmen | : en iyi hüküm veren |

