



| lâ | : değil |
| yestevî | : aynı seviyede, bir, eşit |
| el kâıdûne | : oturanlar |
| min el mu'minîne | : mü'minlerden |
| gayru | : başka, dışında, olmaksızın |
| ulî | : sahip |
| ed darari | : darlık, sıkıntı, özür |
| ve el mucâhidûne | : ve mücahitler, Allah için savaşanlar |
| fî | : ...'da |
| sebîli | : yol |
| allâhi | : Allah |
| bi emvâli-him | : kendi malları ile |
| ve enfusi-him | : ve nefsleri, canları |
| faddale | : üstün, faziletli kıldı |
| allâhu | : Allah |
| el mucâhidîne | : mücahitler, Allah için savaşanlar |
| bi emvâli-him | : kendi malları ile |
| ve enfusi-him | : ve nefsleri, canları |
| alâ | : ...'a |
| el kâidîne | : oturanlar |
| dereceten | : derece olarak |
| ve kullen | : ve hepsi |
| vaade | : vaadetti |
| allâhu | : Allah |
| el husnâ | : husna, güzel olan |
| ve faddale | : ve üstün, faziletli kıldı |
| allâhu | : Allah |
| el mucâhidîne | : mücahitler, Allah için savaşanlar |
| alâ | : ...'a |
| el kâıdîne | : oturanlar |
| ecran | : ecir, karşılık, mükâfat |
| azîmen | : azim, büyük |

