



| ve lekad | : ve andolsun |
| âteynâ | : biz verdik |
| mûsâ | : Musa |
| el kitâbe | : kitap |
| fe | : fakat |
| ihtulife | : ihtilâf ettiler, anlaşmazlığa düştüler |
| fî-hi | : onda, onun hakkında |
| ve lev lâ | : ve olmasaydı |
| kelimetun | : söz |
| sebekat | : geçti |
| min | : den |
| rabbi-ke | : senin Rabbin |
| le | : elbette, mutlaka |
| kudiye | : yerine getirildi, bitirildi |
| beyne-hum | : onların arasında |
| ve inne-hum | : ve muhakkak ki onlar |
| le | : elbette, mutlaka |
| fî | : içinde |
| şekkin | : şek, şüphe |
| min-hu | : ondan |
| murîbin | : şüphe içinde olan |

