



| ve mâ nurî-him | : ve onlara göstermedik |
| min âyetin | : âyetlerden |
| illâ | : ancak, den başka, olmadıkça |
| hiye | : o |
| ekberu | : daha büyük |
| min uhti-hâ | : onun kardeşinden, benzerinden, diğerinden |
| ve ehaznâ-hum | : ve biz onları aldık, yakaladık |
| bi el azâbi | : azap ile |
| lealle-hum | : umulur ki, böylece belki onlar |
| yerciûne | : rücu ederler, dönerler |

