



| ve min-hum | : ve onlardan |
| men | : kimse, kişi |
| yestemiu | : işitir, dinler |
| ileyke | : seni |
| hattâ | : hatta, olunca |
| izâ harecû | : çıktıkları zaman |
| min indi-ke | : yanından |
| kâlû | : dediler |
| li ellezîne | : onlara |
| ûtû | : verildiler |
| el ilme | : ilim |
| mâzâ | : ne |
| kâle | : dedi, söyledi |
| ânifen | : az önce |
| ulâike | : işte onlar |
| ellezîne | : onlar ki |
| tabaa allâhu | : Allah mühürledi |
| alâ kulûbi-him | : onların kalplerinin üzerini |
| vettebeû (ve ittebeû) | : ve tâbî oldular |
| ehvâe-hum | : kendi hevalarına, heveslerine |

